HALEPÇE’ DEN İDLİBE...
ORTADOĞU İNSANIN KADERİ, ACILARI ORTAKTIR!..
Acıların coğrafyası neresi diye bana sorsalar...cevabım...’şak' diye hazır; Ortadoğu...
Kan ve gözyaşının hiç eksilmediği coğrafya; Ortadoğu!
Yüreklerde kor, daha dün gibi taptaze acılar...
O ses, vicdanları rahatsız edercesine halen çınlıyor kulaklarda...”Daye Behna Seva Te...(Anne, Burnuma Elma Kokusu Geliyor)”
Farid Farjad' ın dediği gibi; Acı diyorum efendim, evrensel olmalı; Bir çocuğun eline diken batsa; bütün dünya yanmalı...
Tıpkı Dostoyevski' nin dediği gibi : Yüreğim konuşurken ben susmayı beceremem.
Emperyal politikaların 'lanet’leştirdiği topraklar...
İdlib' de insanlık bir kez daha vuruldu; alçakça, vahşice!
İnsanlık utansın ve 'Trajediler sıralamasına’ not düşsün tarihçiler!
****
PARDON!
Şimdi hepimizde bir kaç günlüğüne ABD hayranlığını başlar; İdlib' in intikamı alınıyor diye...
Oysa... Ortadoğu denkleminde hesaplar bana göre; Fransızların dediği gibi: 'déjà vu'
****
REFERANDUM!
18 maddelik Anayasal değişiklik paketi, plebisit (Referandum) oylaması 16 Nisan Pazar günü son anda bir olağanüstü gelişme olmadığı takdirde gerçekleşecektir.
İster plebisit, ister genel ve yerel seçimler olsun, demokratik yaşamda devletlerin, halkın iradesine başvurdukları bir yol ve yöntemdir.
Ancak ülkemizde referandum rüzgarları bu kez farklı esiyor.
İlk defa Halk, bu referandum sebebiyle bir kutuplaşma ve ayrışmayı yaşıyor!
Anayasaların ortaya çıkış tarihçesine baktığımızda, Aslında anayasaların toplumsal bir sözleşmedir.
Hazırlanırken, tüm tarafların bir araya geldiği bir anayasa komisyonunun mutabakatı ile ortaya çıkar; evrensel kurallar ve ülke gerçekleri, toplumsal ihtiyaçlar üzerinden şekillenir .
Ancak faydacı pragmatik politik tercihler, yamalı bohça dönüştürülen anayasamız, bu günkü haliyle toplumun taleplerini karşılamaktan çok çok uzak...
18 maddelik mini paketin olumlu mu veya olumsuz mu? tartışması kamuoyunun takdirine bırakılması gereken bir husus.
Beni tanımayanlar zaman zaman bana soruyor:
- Senin oyun ne?
Bende cevaben; Benim ülke ve dünya hayalim...sanatın, kadının, düşüncenin, inancın, emeğin, dillerin, kültürlerin özgür olduğu; barışın ve hukukun egemen olduğu; çevrenin, doğanın tahrip ve talan edilmediği; çağdaş, seküler, çoğulcu, çok kültürlü, çok renkli demokratik bir Türkiye...
Farklı farklı sebeplerle ' evet'- 'hayır' diyecekler cephesinden durumu değerlendirirsek, son tahlilde; herkesin 'evet' i, herkesin 'hayır'ı kendine...
Bu nedenle benim hayrımda kendime...
Unutulmamalı...
Sonuç ne olursa olsun..
Seçimler biter ; mücadele ve aynı zamanda dostluk, yaşam kaldığı yerden devam eder.
****
KAZIM VE FAHRİ'NİN ANISINA...
“O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.
Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık”
Yaşar Kemal
7 Nisan 1994 yılında uğradıkları silahlı saldırı sonucu aramızdan ve yaşamdan genç yaşta koparılan arkadaşlarımız Kazım Ekinci ve Fahri İnan' ı unutmadık...
Ölüm yıl dönümlerinde saygı be özlemle anıyorum!
****
5 Nisan Avukatlar Haftası tüm yurt da çeşitli etkinliklerle kutlandı.
En görkemli kutlama İstanbul Adliyesinde gerçekleşti.
“Avukatlar Haftası öyle değil, böyle kutlanır!”
Avukatlar Haftası kutlu olsun.
****
Merak edenlere cevaben; Tüm yaşantım(ız) ve doğup büyüdüğüm(üz) topraklar(ımız) ünlem "!" işareti gibidir; acı, öfke, coşku, heyecan, hüzün, korku, nefret...
Sevgi, barış, saygı, empati, hümanizm, hoşgörü, dostluk ise; bizim yaşama ve yaşatmaya karşı sözümüz ve ekstra kendi çabamızdır.
****
Anadolu halklarının emperyalizme karşı başlattıkları kurtuluş hareketi sırasında Urfa halkının direnişi ve zaferiyle sonuçlanan gün olan. ' Kurtuluş Günü' kutlu olsun!
6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü “...
108 sene önce öldürülen Hasan Fehmi beyden bu yana(yazılı kaynaklara göre) ülkemizde 100 aşkın gazeteci öldürüldü.
Özgür basın mücadelesinde hayatını kaybedenleri özlem, şükran ve saygıyla anıyorum.
Yazıma son verirken...
Mahsun Kırmızıgül' ün ‘Vezir Parmağı' filmini izledim.
Filmi ailemle izledim.
keyifli bulduk ve hoşça vakit geçirdik.
İzlemediyseniz...
İzlemenizi tavsiye ediyorum.
****
“Ya zamanından erken gelirim;
Dünyaya geldiğim gibi,
Ya zamanından çok geç;
Seni bu yaşta sevdiğim gibi.
Mutluluğa hep geç kalırım;
Hep erken giderim mutsuzluğa.
Ya her şey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbir şey başlamamış.
Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç.
Yine gecikmişim bağışla sevgilim;
Sevgiye on kala, ölüme beş...”
Cemal Süreyya
Şiirle uyuyun, sevgi ve mutlulukla uyanın ki; demokratik bir yaşamı birlikte inşa edelim.
Hayatınız baharlar gibi olsun.
sevgilerimle.