ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YER
Bey akşama ne yemek yapalım. Çocuklar okula gidecek para istiyorlar.
Bak çocuğun giysileri eskimiş yeni giysiler lazım para ver alayım bey.
Baba bana akşam o televizyonda gördüğüm yiyecekten getirir misin?
Haydi, uğurlar olsun bey ALLAH işin gücünü rast getirsin.
Güle güle babacığım ALLAH’a emanet ol.
Hoş geldin bey
Hoş geldin babacığım...
Nedir bu şimdi diyeceksiniz çoğunuz. Nedir bu biliyor musunuz?
Normal bir evden bir kesit hemen hemen hepimizin evinde yaşanan bir hadisedir.
Peki, babası olmayan bir evde yaşanan nedir acaba hiç birimiz 1 dakika oturup hayal edebiliyor muyuz acaba?
Yok abi. Ancak televizyon da gazetede ya da internette bir şehit haberi duyduğumuzda aklımıza ya gelir yâda gelmez.Oda
bizlere günlük hayatımızın bir parçası gibi oldu gitti. Hatta bir gün şehit haberi duymasak hayret eder duruma geldik.
Ama gel gör ki birkaç dakika sonra kanal değiştiriyoruz,
Hatta çok akraba olsak bile birkaç damla gözyaşı birkaç gün yas ve herkes evine.
Başkaları için normal hayat devam edecek artık.
Daha sonrası ne olacak ateş düştüğü yeri yakacak.
Ne kardaş ne bacı ne ana nede baba nede bir başkası bana göre.
Oturup hergün ağlayacak olan en çok ciğeri yanacak olan eştir,
En çok yanacak gözü yollarda olacak baba hasretiyle perişan olacak evlatlardır.
Diğerleri hepsi hikâye…
Eşi her gün beraber yattığı yatağa bakacak gece yatarken boş,O bir acı.
Sabah kalkarken yatağa bakacak boş,O bir acı
Yemek yapacak ama bana bu yemeği yap diyecek eş yok,O bir acı.
Evin her köşesi öldürülen eşinin kokusu hayali ile dolu,O ayrı bir acı
Her sabah uğurlayacağı ve her akşam bekleyeceği bir eş yok artık
O ise bambaşka bir acı.
Çocuklar ayrı bir boynu bükük kimden okul harçlığı isteyecek?
Kimden televizyonda gördüğü oyuncaktan yiyecekten isteyecek?
Kimden eskimiş kıyafetlerin yerine bir yenisini isteyecek?
Evde aç mı kalacaksın susuz mu kalacaksın?
Hepsini boş ver de mutsuz mu kalacaksın?
Kimlerden istenecek?
Herkesin babası var ama artık onların ki yok.
Ama bir zamanlar onların da babası vardı. Her şeyi minnetsiz isterler di.
Kime artık her sabah güle güle bey,
Güle güle baba söylenecek?
Kim artık akşamları heyecan dolu kalple evin babası olarak beklenecek kim?
ÇÜNKÜ O BABA, O EŞ YOK ARTIK…
Ya hain bir pusu yâda hain bir kurşunla şehit olmuştur.
Onu öldürenler daha doğmamış bebe ğide Kundakta ki bebe ğide ve
Umutları koca bir dağ kadar olan çocuk larıda boynu bükük ve yetim bırakmışlardır.
Zaten çekilmez olan bu dünyanın dertleriyle boğuşan mücadele eden cefakâr dolu emek dolu zavallı bir eşi de gözlerini
kırpmadan daha da çok bir acı yaşatacak şekilde dul bıraktırmışlardır.
Yazık değil mi bu insanlara. Yazık değil mi bu yaşatılan hayata?
Hepimiz bunların yerinde olamaz mıydık?
Hepimiz bu vatanın evladı değil miyiz?
Paylaşamadığımız ne ki bu 3 günlük dünya da. Dünya bizim olsa ekmek peynir de yesek karnımız doyacak.
Kuzu çevirme ve pirzolada yesek karnımız doyacak.
Hepsi bir ekmek davası değil midir ki?
Malda yalan mülkte yalan gel biraz da sen oyalan.
Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi?
Dünyasına dünyasına aldanma dünyasına dünya benimdir diyenin dün gittik yasına
Paylaşamadığımız bir başkalarının mutluluğumu?
Yoksa sadece ekmek derdinde olan evin geçimi için canını hiçe sayan bu insanların yaşantısı mı?
Yoksa birilerinin daha çok kazanması daha çok itibar prestij sağlaması için mi?
Kendi hayatımızla birlikte bir başkasının hayatını hiçe saymamız bu kadar basit bir hale geldi.
Sizinde eşlerinize çocuklarınıza ananıza babanıza sevdiklerinize yazık değil midir?
Bu insanların da eşlerine çocuklarına sevdiklerine anasına babasına ve bekleyenlerine yazık değil midir?
ATEŞ OLUP KENDİMİZİ DE DÜŞTÜĞÜMÜZ YERİ DE YAKMAYALIM.
OLMAZ MI?